Kötü maç oldu. Milan ilk yarı sonunda pozisyona girmeden 1-0 öne geçti. Zaten maç boyu pozisyona girdi mi o bile muamma... Benitez Gerrard'ı forvet oynattı. Gerrad bile bu işi anlamadı. Kaka tüm sezon Şampiyonlar Ligi'nde gösterdiği performansın çok uzağındaydı. Sahi Seedorf oynadı mı?... Jamie Carragher felaket bir maç çıkardı. İki takımda çok yorgundu. En azından gider ayak bari sahada Fowler'ı görseydik diye iç geçirdik. Skoruyla, futboluyla, ortamıyla, seyircisiyle, atmosferiyle, organizasyonuyla İstanbul'un çok gerisinde kalan bir final oldu. Finalin tek güzel yanı Ertem Şener'in olmayışıydı. Seedorf'un kankası Hakan Şükür Televole günlerinden bir demet sundu. Serhat Ulueren ise hâlâ telegol tadında sorular soruyordu. Tüm gece başrolde her zamanki gibi Terim vardı. Ayrıca Brocchi'nin oğlu olmuş...
Kötü maçın kahramanı ağlak adam Inzaghi oldu. İlk gol klasik Süper Pippo golü. Top çarpar gol olur, bizim Inzaghi tek başına golü yaratmışçasına deli gibi sevinir. Oldum olası sevemedim bu adamı. Zaten Terim'in son Milan maçında da kaçırmıştı penaltıyı... Hiçbir duygusu inandırıcı gelmedi. Dün gecekilerin inandırıcı gelmediği gibi. Fakat iki golü attı, kupayı Milano'ya taşıdı. Helal olsun... Ne kadar sallasak boş.. Kariyerinin zirve yaptığı gecelerden biri oldu.
Canlı tarih, ayaklı müze... Avrupa'nın en büyük külüp organizasyonunda 8 final ve kazanılmış 5 kupa... #3'lerin elinde havaya yükselen kupalar bir başka güzel gözükür bana. Erciyes dolaylarına selam olsun
No comments:
Post a Comment