Sunday, August 12, 2007

TIFO ŞİMDİ ASKER!


GENOVA CİTY ER EĞİTİM KOMUTANLIĞI'NA DÜŞTÜM. OCAK 2008'DE GÖRÜŞMEK ÜZERE. öZELLİKLE BURDUR'DAN BU BLOG'U YILMADAN TAKİP EDEN "THE DIAGONAL" SEVERLERE ÇOK TEŞEKKÜR EDİYORUM. BURALAR TOMWOOD'A EMANET. HAYDİ SAĞLICAKLA KALIN...

Thursday, August 9, 2007

Kurallara Uyalım, Uymayanları Uyaralım


MAnchester United'ın dün Kuzey İrlanda'da Glentoran ile oynadığı hazırlık maçından bir kare... Huylu huyundan vazgeçmez. Hocası, Nani'yi bir kez uyarmıştı. Sanırım Ferguson'un yokluğundan istifade edip, bir gol atmışken doya doya sevineyim demiş delikanlı

10'lardan!...

Galatasaray 10 numara ararken bir dönem adı en çok yazılıp çizilen topçulardan biri Federico Insua'ydı. Çoğunluğun bu adamı izlemişliği yoktu ama herkes bu transferi istiyordu. Arjantinli olması sanırım bu transfer arzusunda önemli bir etkendi. Neyse, Insua rüzgarı dindikten 1 sene sonra haberi geldi, Boca 4 milyon euro bonservis bedeliyle oyuncusunu Borussia Mönchengladbach'a satmıştı. Kendisini ilk kez alıcı gözle, geçen yaz oynanan Galatasaray-M'Gladbach hazırlık maçında izlemiştim. Vasattı... Zaten bütün sezonu da vasatı aşamadan geçirdi. M'Gladbach formasıyla ilk golünü sezonun bitimine 3 ay kala attı. Takımı küme düşünce oda pılını pırtını toplayıp bonservisiyle birlikte Güney Amerika'nın yolunu tutmuş. Tesadüfen öğrendim, şu sıralar Federico Meksika Ligi'nde Club America forması giymekteymiş. Haziran ayında 4 yıllık sözleşmeye imza atmış. Bu kısa sürede ne yaptı ne performans gösterdi hiç bir bilgim yok. Ancak Arjantin Milli takım teknik direktörü Basile, ay sonunda Norveç ile Oslo'da yapılacak hazırlık maçının kadrosuna sürpriz bir şekilde Insua'yı da davet etmiş.

En Pahalı Kaleci

Craig Gordon, 25 yaşında ve İskoçya Milli takımında 1 numaralı formanın sahibi... Artık o da İngiltere Premier Ligi'nde boy gösterecek. Teknik direktörlüğünü Roy Keane'in yaptığı Sunderland, Gordon için kulübü Hearts'a tam 9 milyon pound ödemeyi kabul etti. Bu bir rekor. İngiltere futbol tarihinde bir kaleci için ödenen en yüksek bonservis ücreti... Bir önceki rekor 2000 yılında kırılmış ve Manchester United Fabian Barthez için 7.8 milyon pound bonservis bedeli ödemişti. Daha önce de dem vurmuştum, İngiltere'de bazı futbolculara ödenen bonservis bedellerini aklım almıyor. Craig Gordon'u pek tanımıyorum. Sadece bir kaç kez İskoçya maçlarında görmüştüm ve uzun boyuyla dikkatimi çekmişti. Sunderland ile 5 yıllık sözleşme imzaladı. Bu sene hakkında kesin bir yargıya varamayacak olsamda 1-2 sene içinde kendini belli eder. Ama şurası kesin ki 9 milyon poundluk bonservis bedeli üzerinde ciddi bir baskı oluşturacak.

Wednesday, August 8, 2007

Signora Cassano Sampdoria'dan Bekleniyorsunuz

Antonio Cassano... Ne Real Madrid onu Roma'ya ödediği paranın altına satmak istiyor, ne de o İspanya'da kazandığı yıllık 4 milyon eurocuğu kaybetmek istiyor. Şu sıralar isminin en çok anıldığı kulüp ise Sampdoria... Ancak ortada ki mali tablo da Sampdoria'nın sınırlarını aşmakta. Bu nedenle Beppe Marotta Real Madrid'e Cassano için 2 ayrı teklif götürmüş. İlki oyuncuyu 5 milyon euro'nun altında bir bonservisle alalım teklifi. İkincisi ve daha makul görüneni ise Cassano'yu bir yıllığına kiralayıp, oyuncunun yıllık parasını bölüşme önerisi. Bu transfer olur mu olmaz mı bilmem ama son yıllarda ki gol kısırlığını düşününce Montella, Caracciolo ve Cassano üçlüsü Sampdoria'ya ilaç olur gibi geldi bana...

IL Padrino Moggi

Luciano Moggi yine ortalıklarda dolaşmaya başladı. Birara kendisi için perde arkasından Juventus'u yönetmeye devam ediyor demişlerdi. Sonra bir yerlerde okumuştum, fahri danışmanlık yapacaktı Juventus'a ama devamı gelmedi söylenenlerin. Şimdi de Juventus yönetimine sallamış. Belki de onu dinlemedikleri için... Çok fazla para harcıyorlar, 12 yıl boyunca bize harcatmadılar ama olsun biz yinede çok şey başardık demiş. Gerçi neyi nasıl başardığını cümle alem gördü ama neyse... Moggi bir de tahminde bulunmuş. "Inter şampiyon olur, Juventus ligi 5. bitirir." Bize birşey yok mu Moggi Baba? Il Padrino ver hicazeti, taşıyalım Sampdoria'yı zirveye...

Quaresma Sevenler - 2

N'oluyor böyle anlamış değilim... Aniden çizmede QuaresmaMania türedi. C.Ronaldo'nun gölgesinde kalan, o ilerlerken gerileyen Quaresma'yı yeniden parlatıp piyasaya sürme çabası mı anlamış değilimi. Lippi'nin ardından Figo da bir açıklama yapmış. Önceleri veliaht ilen etmişti Figo, şimdi de veliaht'ını transfer ettirme çabasında. Hedef ise transfer tiryakisi Inter başkanı Moratti'yi tetikleyip Quaresma'yı Inter'e getirtmek gibi görünüyor. Figo'ya hayırlı işler diyelim. Gerçi karşı cephedeymişim gibi görünüyorum ama Quaresma'da sağlam topçudur. Quaresma Sevenler-3 Tifo Askerde... Coming Soon...

Figo: "Quaresma is one of the best footballers in Portugal at this moment in time.I think he has the right qualities to be able to play in whatever team he wants, although it all depends on what he feels is best for him."

Bayan Ferguson

Kadro geniş. E böyle olunca Alex Ferguson iki takım yapmış, biri Kuzey İrlanda'nın köklü takımlarından Glentoran ile diğeri ise İskoç Ligi'nden Dunfermline ile hazırlık maçı yapmış. Ancak Ferguson cezalı olduğu için bu maçları izleyememiş. Cezayı kesen ise Ferguson'un eşi. Bayan Ferguson evlerini taşıdıkları için Alex'in kendisine yardım etmesi gerektiğini söylemiş. "Hazırlık maçı onlar salla gitsin. Bana yardım edeceksin" diye de raconu kesmiş. Kadının fendi böyle bir şey işte...

Monday, August 6, 2007

Quaresma Sevenler


Marcello Lippi: "One of my favourites is Ricardo Quaresma. The day I go back to coaching I will do everything possible to sign him. Quaresma could make any club have that extra step up in quality."


Lé Kısır de Ligue 1


Fransa Ligi'nde yeni sezon başladı. İlk hafta maçlarının ardından Valenciennes sürprizi dışında maçlarda öyle göze batan bir durum yok. Ancak genel tabloya farklı bir açıdan baktığınızda pek iç açıcı bir durumla karşılaşmıyoruz. İlk hafta oynanan on maçta atılan toplam gol sayısı 13... Bu rakam, Fransa Lig tarihinde ilk hafta maçları sonunda atılan en düşük gol sayısını ifade ediyor. Aynı rakam en son 1994/1995 sezonunun açılış haftası görülmüş. Hatırlarsınız geçen sezon sonlara doğru 10 maçta toplam 8 golün atıldığı ve ülke tarihinde gelmiş geçmiş en kısır maçların yaşandığı bir hafta da olmuştu. Şimdi Fransızlar yine tartışmaya başladı; "Acaba bizim ligin kalitesi düşük mü?" diye... Her şeye rağmen Erbaş Tifo Ligue 1'i seviyor...

Van Der Star*

*Bugünkü The Sun gazetesinin manşeti

Sunday, August 5, 2007

5th Homeless World Cup

Kopenhag'ın Town Hall meydanında 29 Temmuz günü başlayan 5. Evsizler Dünya Futbol Şampiyonası dün oynanan final maçıyla sonaermiş. Finalde Polonya'yı 9-3 yenen İskoçya kupanın yeni sahibi olmuş.

Saturday, August 4, 2007

Ken Bates Dede

UEFA Kupası'nda Galatasaray ile oynanan yarı finalin ardından Leeds United'ın istikrarlı düşüş hikayesini hepiniz biliyorsunuz. Önce saha içi başlayan gerileme ve ardından ekonomik olarak gelen çöküş... 2005 yılında kulübü, Chelsea'nin eski sahibi Ken Bates satın aldı. Noel Baba kıvamında ki yeni başkan sonrası kulüp, şirketsel bazda çeşitli sıkıntılar yaşadı ve kayyuma devredildi. Geçen sezon İngiltere 2. ligi Championship'den düşen Leeds, bu sezon daha başlamadan, süregelen bu sıkıntılardan dolayı ligde mücadele edememe tehlikesi ile karşı karşıyaydı. Kayyuma devredilen kulübü yeniden satın alan Ken Bates federasyonla yaptığı görüşmeler sonrası, verdiği bazı taahhütlerle kulübü için League One'da oynama hakkını koparabildi. Ancak herşeye rağmen Leeds United'ın sezona eksi 15 puanla başlayacak olmasına engel olamadı. Gelecek Leeds için şuan karanlık görünüyor. Bu ışığı yaksa yaksa yine bizim ak sakallı dede Ken Bates yakar.

Ligue 1 2007/2008

Avrupa futbolunu takip edenlerin çoğu Fransa Ligi'nden pek hoşlanmaz. Ama benim her daim severek izlediğim bir lig olmuştur. Organizasyon ve tribündeki taraftarlar yeter bana. Yeni sezon bugün başlıyor. Pek çok önemli transfer ve pek çok değişiklik oldu. Maçları yine Kanal A yayınlayacak. İlk haftanın en göze batan mücadelesi, Bordeaux ile Lens arasında... Teknik direktörlüğe geri dönen ve Lens'ın başına geçen Guy Roux ile Auxerre'den eski öğrencisi şimdilerin çiçeği burnunda* teknik direktörü Laurent Blanc sezona iyi bir başlangıç yapabilmek için karşı karşıya geliyorlar.... Haftanın diğer maçları ise şöyle;

Cumartesi:
Strasbourg - Marseille
Caen - Nice
Lille - Lorient
Monaco - St. Ettienne
PSG - Sochaux
Rennes - Nancy
Valenciennes - Toulouse
Pazar:
Le Mans - Metz
Lyon - Auxerre


*Tüm hakkları Türk medyasında olan "Çiçeği burnunda" tanımlamasını blogumuzda kullanmış olmanın gurur ve mutluluğunu yaşıyorum.

Git Nickelodeon İzle Çocuğum

Manchester United'ın 1997 doğumlu Rhain Davis'i transfer etmesinin yankıları sürerken, Almanya'dan buna benzer bir trasnfer haberi geldi. Bayern Munih 13 yaşında ki Pier Larrauri transfer etti. Ancak Bayern, Perulu cocuğu bir yıl deneyip kesin kararını öyle verecek. Resimde de görüldüğü gibi Pier transfer haberinin ardından gazetecilere marifetlerini sergiliyor.

Thursday, August 2, 2007

Hafta İçi Derbi Mi Olur Ya!

Serie A'da fikstür belli oldu. Roma evlere şenlik bir fikstür çekti. Bu nedenle jet hızıyla Roma takımı topluca ağlama ayinine geçiş yaptı. Ama adamlar haklı, ilk 10 hafta Palermo, Fiorentina ve Milan ile deplasmanda oynayıp, Juventus ve Lazio ile içerde karşılacaklar. En enteresan nokta ise 27 ya da 28 Ekim'de Milan deplasmanına gidip aynı haftanın çarşambası (31 Ekim) Lazio ile derbi maçına çıkacaklar. Roma'nın yeni transferi Guily'de bu olayı garipsemiş olsa gerek ki "Hafta içi derbi oynamak biraz ilginç olacak" demiş. Yerden göğe kadar haklı adam... Bu kadar fikstürden yazmışken, 4. hafta Sampdoria-Genoa derbisinin olduğunu belirtmeden geçemem. Kim bilir belki Genova City er Eğitim Komutanlığı'na düşerim, çarşı iznine çıkar maça giderim...

Wednesday, August 1, 2007

Sıradan İnsan Yaratma Çalışması

Matin Allen, Leicester City'nin yeni menajeri... Kendisiyle bu sabah The Sun'ın sütunlarında tanıştım. Ama İngiltere'de uyguladığı methodlar ve yaptıklarıyla epey bir şanı varmış. 41 yaşındaki teknik adamı manşetlere taşıyan yeni uygulaması ise bir hayli ilginç. Martin Ellen, Pazartesi günkü antremanını Leicester City'nin iç saha maçlarını yaptığı Walker Stadı'na taşımış. Statta futbolcularına kendi tabiriyle bir çeşit test uygulamış. Buna göre, futbolcularına stadın tuvaletlerini temizletmiş. Nasıl bir testse artık... Açıklamalarından anladığım kadarıyla Martin Allen "bu topçularda sıradan adamlar,senden benden farkı yok" tarzı bir atmosfer yaratmaya çalışıyor. Futbolcuların hiç biri itiraz etmemiş, böyle şey yapmam dememiş. Gerçi formayı verecek adam çıkıp "bu tarz işleri yapmaya hazır olmayanlardan hoşlanmam" derse, futbolcuların tutumunu da normal karşılamak lazım. Ama yinede saçmalık...