Monday, June 30, 2008

Kazanan ve Kaybeden


Şen Ola İspanya Şen Ola



Topun peşinden koşmayacaksın, topu koşturacaksın. Sonuna kadar hakettiler. Ve kazandılar...

Thursday, June 26, 2008

Zafer #3

Bu satırlardan tam 24 saat önce "acaba olur mu?" diye toplanmıştık. Ve neredeyse oluyordu da... Bünyem reaksiyon gösteriyor. Kandaki kabullenme hormonum grevde... "Rematch" opsiyonu var mı? Abi maçtan önce "save"lemediniz mi?


*Bu kez alt kattaydık ve daha kalabalıktık. Acaba bu yüzden mi elendik?

Sunday, June 22, 2008

Saturday, June 21, 2008

Zafer #2

Neler oluyor, nereye çıkar bu yol...? Hiçbir fikrim yok... Sadece deli gibi seviniyoruz... Masaların üzerinde, kendimizi kaybetmiş şekilde.. Şişen avuç içleri, ağrı yapan dirsekler, tırnak izleri ile dolu boyunlar, oktavını yitirmiş sesler, kırılan bardaklar... Ben görmedim, bir daha görür müyüm böyle birşey bilmiyorum... Anlatsalarda inanmam ancak böyle anlara tanık olmak lazım...

Thursday, June 19, 2008

"O"...

Uzaktan bize doğru yürüyordu. Esasında bize doğru yürümüyordu. Yürüdüğü istikamet bizim bulunduğumuz yerden geçiyordu. Kandırmayalım kendimizi. Biz herzamanki yerimizdeydik. Tam köşede... Kaldırımla aramızda sadece ve yine demir bir korkuluk vardı. Arkası dönük olan Tomwood'un görüş alanına girmesi, benim görmemden yaklaşık 15-20 saniye sonra gerçekleşti. Aşağı doğru yürüyüp gözden kayboldu. Güneş gözlüğü vardı. Sadeliği, küçük siyah çantasıyla zıt gibi dursada tarzdı... Tomwood gözlüksüz de görmek lazım dedi. Bu lafın üzerinden 45 dakika sonra aniden beliriverdi. Artık güneş gözlüğü yoktu. Bir başka askılı t-shirt vardı üzerinde. Aynı çantanın kırmızısı bu kez elindeydi. Bulunduğumuz yere girdi. Birşeyler aldı ve çıkıp gitti. Aniden belirdiği gibi, ne olup ne bittiğini anlayamamıştık ki "O" yine aniden ortadan kayboldu. Belli ki o civarın insanıydı. Süresini hatırlamıyorum. Fakat oldukça uzun zamandır sıklıkla uğradığımız o mekanda, "O"nu hiç görmemiştik. Bu durum tuhaftı. Ne de olsa gide gele pek çok kişiyi tanır olduk. En azından pek çok yüze aşina durumdayız.Ama ilginçti. Çünkü ilk defa gördük "O"nu... "O"ndan bir süre sonra zaten masanın momentumu düştü. Farklı bir ruh haline geçtik. "O" artık ömür uzatanlar kulübünün bir üyesi... Hoşgeldin...

Monday, June 16, 2008

Saturday, June 14, 2008

MGP

Most Gamsız Players of Euro2008

Hollanda

Futbolcusun en nihayetinde.. Sıkışırsın, baskı görürsün, yorgunsundur, yeteneklerin kısıtlıdır, ne bileyim canın ister arada... İnsan topu bir kez bile gelişi güzel ileri depmez mi koca 90 dakika! Kaleci dahil uzun ya da kısa, sürekli takım arkadaşının ayağına pas mı atılır hep! Hata oranı bu kadar az mı olur! Hiç şaşmaz mı bu durum? Aman şaşmasın zaten.. Finale kadar yürüsünler...

Thursday, June 12, 2008

Tebdil-i Mekan

Tebdil-i mekanda ferahlık vardır... Portekiz maçı için konuşmuştuk, olmadı... Salı gün telefondaki ses yarın gelin dedi. Gerçi kadro eksikti. Torezege kart cezalısı olduğu için yoktu. Bu sezon bir derbi ve bir şampiyonluk sevinci yaşadığımız, hiç hüzünlü ayrılmadığımız salonun koltuklarına kurulduğumuzda herkes ümitliydi. Ama devre olduğunda sanki yağmurla beraber hepimizin ümitleri de akıp gitmişti. Beraberlik golüyle biraz kendimize geldik. Dakikalar 85 civarıyken, Tomwood sıkıntılı bir şekilde "bu maç böyle biter" dedi. Makul ve kabul gören bir yaklaşımdı. Neyse ki hepimiz yanıldık. Evin sahibi, top Arda'nın ayağına gelince "kendin git" diye bağırdı. Bir kaç saniye sonra ise birimizi koltuğun üzerinde zıplarken, kendimizi de ekrandan içeriye girmek üzereyken buldum. Son düdük.. Ve keyif dondurması..

Sunday, June 8, 2008

Günün Kazananları


Almanya
Hırvatistan
River Plate (Clausura)
Lukas Podolski
Robert Kubica (F1)
Rafael Nadal (Roland Garros)
Dani Pedrosa (Moto GP)

Buyrun Burdan Yakın

Hamilton pit yolunda Raikkonen'e çarpınca "N'oluyoruz!" dedim... Bunu da gördük ya... Alonso fırsattan istifade edip yukarılara tırmansada yine olmadı. Yedi ölümcül günahtan biri olan kibir onun şemsiyesini geçen yıl ters çevirmişti zaten... Sonlara doğru Massa esti. Seviyoruz kendisini... Torbadan ise BMW Sauber 'in dublesi çıktı. Polonyalı Robert Kubica kariyerindei ilk F1 zaferine ulaşırken, Alman Nick Heidfeld ikinci oldu. Yetmedi, Kubica genel klasmanda da liderliğe kuruldu. Buyrun burdan yakın... Yarış bittikten bir kaç sonra ise Almanya sahada Polonya'yı feci ezdi.

Bıyık Altınlar Gülenler

Bilmiyorum çok mu duygusal bakıyorum!... Maç biter bitmez izleyebildiğim kadar kanal ve yorumcuya kulak kabarttım. Bulundukları konum itibari ile isimleri itibari ile futbol otoritesi olarak adlandırılan bazı adamlar, keza farklı bakış açıları üreterek sivrilmeye çalışan bazı vasat yorumcular,gelen başarısız sonuçtan dolayı neredeyse göbek atacaklar. Acaba bu göbek atma hevesini dizginleyip şimdilik bıyık altından sinsi sinsi gülmelerinin sebebi "ben demiştim"ci tavır mı yoksa birilerine olan çekememezlik durumu mu? Fikirlerine saygı duyduğum bazı adamlar bile maç sonrası alaycı tavırlarla milli takımı küçümsüyor. Bünyem kaldırmadı. Tamam çok kötü bir futbol oynadık. Ama buna üzülmek lazım. Bu duruma sevinilmez!

Sunday, June 1, 2008

Ters Adamlar

"Bir kaleci her zaman ters adamdır. Oyunu bozan biziz. Futbolda amaç gol atmaksa, kaleci tam tersi, oyunu bozuyor. 11 futbolcudan 10’u aynı formayı giyer, kaleci ters bir forma giyiyor! 10 futbolcu hep ayakla oynuyor, topa elle dokunabilen sadece kaleci! Kaleci hep ters adamdır. Ona göre de kaleciye saygı göstermek lazım. Hem de desteklemek lazım. Kolay bir meslek değil..."
Aykut Erçetin
Galatasaray Dergisi, Mayıs 2008