
Saturday, June 30, 2007
Galli Real Sociedad

İtalya'ya bağlanıyoruz

*Alexandre Pato; 18 yaşında, forvet, Internacional'da oynuyor
*Bir de Lütfullah Göktaş var NTV Roma muhabiri.
Milletin Kılı Tüyü Bizi Gerer Mi?

Friday, June 29, 2007
Allah Rızası için bi Inter abi be!

"En Güzel Basın"ın İlgisi
Thursday, June 28, 2007
Torres'i Satanı Bizde Satarız!

Bir aralar Van der Meyde vardı

*Bu Hollandalı çocuğun hikayesi bizim Okan Koç'u hatırlattı bana..
* Bir de Van der Meyde'nin klasik bir gol sevinci vardır. Tribünleri silahıyla kurşuna dizer. Ancak Everton formasıyla gol atamadığından iki yıldır tribüne silah çekmişliği yok.

Tuesday, June 26, 2007
Derwall'in anısına!

İçi Boşalan Forma

Jupp Derwall
Merseyside Derbisi Değişiyor

Çamaşır Makinesi İtalya'da!

Ofansif ortasaha ve defansif ortasaha oyuncuları vardır. Ama her daim oyunun iki yönünü oynayan orta saha oyuncuları daha özeldir. Yani menajerlik oyunlarında MC denen adamlar. Tiago'da bu adamların krallarındandır. Tıpkı Maresca gibi... Portekizli Tiago Juventus'a transfer oldu. İtalyan kulübü Lyon'a bu transfer için yaklaşık 16 milyon euro ödedi. Fransa'da lakabı "çamaşır makinesi" olan 26 yaşındaki oyuncu imza sonrası Fransa'da ki lakabına atıfta bulunarak Juventus taraftarlarına seslenmiş: "pis topları kazanır, temizler ve onları arkadaşlarıma servis ederim.."
David Trezeguet Yuvada Kaldı!*


Sunday, June 24, 2007
Are you retarded??

Amerikalılar birisine sinirlendiklerinde veya karşı taraf anlama güçlüğü çektiği zaman genelde şöyle bir şey söylerler: "Are you retarded?". Türkçe'ye -affınıza sığınarak- "Beyin özürlü müsün?" şeklinde çevirebileceğimiz bu cümleyi herhalde Paris Hilton'a söyleyen çok oluyordur. Karakteristik bir yaş 16+ çocuğunun el yazısı ve süper sümüklü cümleleriyle ne kadar ucuz olduğunu resmini görmeden de anlayabiliyoruz. Bu kızı moda ikonu, anoreksia kahramanı ilan edenler, onun prototopi fahişe oyuncak bebek üreten yabancı firmalar utansın.
Henry'nin Barça'ya gitmesine çok bozuldum. Mektubunu okuyunca daha da çok bozuldum. Bende bu mektubu koyayım dedim ki bir Levent Kırca tadı yakalayabilelim. Az baş ağrılı pazartesiler.
Ringlerde Bir Golcü

Commandante #10

Finallerin Gecesi


Gecenin son final maçı İspanya'daydı. Başkent Madrid, Kral Kupası finaline ev sahipliği yaptı. İspanya'da futbol sezonu bir türlü tamamlanmadı. Futbolculara resmen acıdım. Artık koşacak hâlleri kalmamış. Kimi takımlar gelecek sezonun hazırlık maçlarını yaparken, UEFA 2007/2008 sezonuna Inter-toto kupası maçlarıyla start verirken, Sevilla ve Getafe 2006/2007 sezonunun son maçını oynuyordu. Getafe savunmasının büyük hatası sonucu Kanoute'nin 11. dakikada attığı golle Sevilla maçı 1-0 kazandı. Hakem son düdüğü çaldığında Sevillalı yedek oyuncular bile sevinmek için sahaya koşarak girecek gücü zor buldular . Sevilla adına müthiş bir sezon geçti. Monaco'da kazanılan Avrupa Super Kupası ile başlayan maraton, UEFA Kupası, lig 3.'lüğü ve İspanya Kral Kupası ile noktalandı. SAnırım çıtayı biraz yükseltme vakti onlar için yaklaşıyor. Enzo Maresca'yı da Şampiyonlar Ligi'nde izlemek isteriz....
Saturday, June 23, 2007
Veda Mektubu

Henry Barcelona'da...

Friday, June 22, 2007
Multi Fonksiyonel Yazı
Sevgili Diagonal okurları,
İki haftadır susmayan telefonlarım, "neredesin, neden yazmıyorsun" çığlıklarınız beni acilen tekrar yazmaya, arayı kapatmaya ve hatta Monte Carlo'dan yurda dönmeye itti. Bu arada blog'umuzu sahipsiz bırakmayan, analiz üstadı, sevgili ortağım Tifo'ya teşekkürü bir borç bilirim. Herşey bir tarafa Monte Carlo'ya gidebilecek param olsa, Monte Carlo'ya değil Prag'a falan giderdim. Ayrıca "telefonlarım" ibaresini kullanmakla yalan söyledim zira sadece bir tane telefonum var.
Efendim, sevgili Tifo’nun Diagonal sayfalarından daha önce verdiği “Televole Biraderler” haberine bir ekleme de benden gelsin.Kaç gündür yazayım sırf ben değil başkaları da gülsün diyordum nasip artık bugüne imiş.
Yıldız transferlerinde imza atıldıktan sonra toplar sektirilir, “Abi buraya” şeklinde gündüz flaşörleri patlatılır, dandik resimler çekilir malumunuz. Ertesi gün de bunları gazetelerin spor sayfalarında okuruz (Tabii haberi Milliyet’te okuyorsak, resimlerin nasıl kendi kendilerine deforme olduğunu ve renk kaymalarının nasıl bir ahenk oluşturamadığını gözlerimizi ovuştururken anlamaya çalışırız o ayrı.) . Roberto Carlos’un imza gününde de kenardan malzemeciler kıpırdanmaya, masaları, flamaları nasıl toplayacaklarını düşünmeye başlamışlardı ki Murat Özaydınlı yine bombalarını açık olduğunu unuttuğu mikrofonların önünde patlattı. Aziz Yıldırım’ın kulağına eğilip “ Bırakalım iki top sektirsin” diye lokal mahalle takımlarının fena halde geniş polo yakalı yönetim kurulu (!) mensupları gibi konuşurken birazdan “İki çay koy, Selim Abi’yle yukarı geliyoruz,yeni çocuğu izleyeceğiz” diyeceğini düşünmüştük ki, Murat Bey asıl baklayı Roberto Carlos’a doğru o zaman ağzından çıkardı:
“Can you play football?”
Bu vahim İngilizce’nin ardından Roberto’nun 15 senelik kariyerini hiçe sayıp sözleşmeyi yırtmasını bekledik ama olmadı.Bu paragrafı “Türkçe düşünüp İngilizce konuşmaya çalışanlar” olarak etiketlendirmek ayrıca mümkün.
alanında uzman bir persona takımı bu filmde boy gösterip, uyarı ve hatırlatmalarda bulunuyorlar. Filmin anlatıcılığını Leonardo Di Caprio üstlenmiş. Sevmeyeni kesin vardır ama sevenler sevmeyenlere anlatsın durumu ortaya çıkmasın diye estetik/kıskançlık/nefret üçgeninden sıyrılıp bir göz atmanızı tavsiye ediyorum. Buralarda ne zaman gösterilir bilemiyorum ama “An Inconvenient Truth” ile birlikte “Boş zamanlarımda Discovery izliyorum” kitlesine biraz gerçeklik kazandıran bu furyanın belli bir fayda sağladığı aşikar.
Geçen pazar Beastie Boys konserindeydik. Bu adamları uzun senelerdir beraber takip ettiğim Önderen Bey ile kurtlarımızı güzelce döktük. Bir ara yan taraftan gelen "Wu-Tang Clan Muthafucka!" - en azından böyle bir tonlamayla söylediğini zannediyorum ki yanılıyor- seslerine kulak verdik ki ne görelim. Yurdumun güzide olduğu kadar sıkıcı eskipunk (punk şeklinde okunacak pank değil) topluluklarından Rashit'in solisti bey. Kendisine garip garip bakıp iki "C'mon....." çektik ama son single'ları diyecektim ki buralarda öyle şeyler olmadığı, en fazla maxi-single denen şeyin olduğu ve bunun için Yonca Evcimik'e teşekkür etmemiz gerektiği aklıma geldi. Her neyse son KLİPŞARKILARInın da enfes derecede sıkıcı olduğu aklımıza geldi ve işimize baktık. Zaten konser pek güzeldi, Root Down ve Brass Monkey'de pek coştum ben. Ertesi gün Beastie Boys'un yeni albümleri "The Mix Up" için Yeni Melek'te bir özel show düzenleyeceğini duyduk. Aradım. Yalanladılar. Doğru çıktı. Sinirlendik. Kimbilir hangi züppeler hangi çerez akşamlarına alet ettiler bu muhteşem olması muhtemel konseri. Kendilerine yeni Rashit şarkısını armağan ediyorum ki canları epeyce bir sıkılsın. Bu olay hakkında detayları öğrendikçe burada yazacağım. Son bir not, elimde iki tane setlist var, isteyene bir tanesini hediye edebilirim. Taliplerin Jennifer Connelly'ye benzemesi tercih edilir.

Bu arada Norah Jones geliyormuş. Ben kendisinden önce sahne alacak M.Ward'u izlemek çok istiyorum, Norah Jonesever Tifo'ya buradan duyurayım:Haydi gidelim. Okuyucularımıza da M.Ward'un son albümü "Post-War" tavsiyem olsun. Ayrıca Caz Fest. kapsamında yeni yetme akınına uğrayacak olması muhtemel Blonde Redhead(Haydi gidelim), Anthony and the Johnsons ve bence en mühimi "Spike Lee Presents; The Movie Music Of Spike Lee" var. Linkten detayları öğrenebilirsiniz.
İlerleyen günlerde sentezsiz bir tez/antitez Smashing Pumpkins yazısını buradan okuyabileceğinizin haberi vererek bu akşamı kapatıyorum. Haftasonu aşağıya için bir mp3 bıraktım. Şapkasız dışarı çıkmayın.
Saturday Looks Good To Me - Can't Ever Sleep
Londra'da hayat pahalı

Thursday, June 21, 2007
Ağırsiklet Golcü

Inter--->Serie B?

6. Kez Boca



Wednesday, June 20, 2007
Obafemi Martins'e sıkmışlar


Martins olay anında nasıl kaçmayı başarabildiğini ise açıklayamıyor. Yani "sırlar kapısı" tarzı programlara konu olacak bir kurtuluş hikayesi olmuş anlaşılan. Doğal olarak yaşananlardan dolayı çok korkan Obafemi Martins, Nijerya'da kendini artık güvende hissetmediğini ve bir an evvel Avrupa'ya geri döneceğini de söylemiş. Bir haber bülteni metni titizliğinde hazırlamaya çalıştığım bu yazıyı şu cümle ile tamamlamak istiyorum; "Nijerya polisi olayla ilgili geniş çaplı soruşturma başlattı."
Tuesday, June 19, 2007
Henry nereye?


---------------------------------------------------------------------------------------
Kaleci:
Andrés Palop (Sevilla)
Savunma:
Dani Alvés (Sevilla) Gabi Milito (Zaragoza) Antonio López(A.Madrid)
Orta Saha:
David Beckham (Real Madrid) , Andres Iniesta (Barcelona), David Albelda (Valencia) , Lionel Messi (Barcelona)
Hücum:
David Villa (Valencia), David Silva(Valencia), Diego Milito (Zaragoza)
Yedekler: Zigic, Ruud Van Nistlerooy, Fred Kanouté, Raúl Tamudo, Sergio Ramós, Javi Navarro.
--------------------------------------------------------------------------------------
Monday, June 18, 2007
Sen misin golü atan!



Kaptan Tamudo Tarihe Geçti

Göz yaşlarımızı bitti mi sandın?

La Liga'da bitti




