Rambo Yusuf'un ismi bu blog satırlarında yer bulunca, Uğur Tütüneker ve İsmail Demiriz ikilisini atlamam mümkün değil. Sarı-kırmızılı formayı giyen futbolcular arasından en sevdiklerim top 10 diye bir liste yapsam, banko 3-5 isimden ikisidir. 2000'lerin başında ortak olup kebapçı açmıştı bu ikili. Bugünlerde akıbeti nedir bilemiyorum.
Bir dönem Doğan Babacan rüzgarı vardı. Kendisi babamı sevdiğinden ve benim sıkı bir Galatasaraylı olduğumu bildiğinden sağolsun sürekli bilet yollardı. Bizde Ali Sami Yen numaralısından maç izlerdik. Ben, babam ve dedem... Yine bu maçlardan biriydi. Sezonu tam hatırlamıyorum. Sene 89... Galiba Galatasaray Karşıyaka maçıydı. Arabayı otoparka bırakmış, yavaş yavaş numaralı kapısına doğru yürüyorduk. Maçın başlamasına 1,5-2 saat vardı. Numaralı girişi çok kalabalıktı. Bizde o düzensiz kalabalığa katılıp içeri girmeyi bekliyorduk. Derken bugüne kadar kimseye bağırdığını duymadığım dedemin sesi yükseldi o karambolde. Olan biteni anlamaya çalışırken, gişenin önündeki demirlere çıkmış eşorfmanlı bir adam gördüm. Önce emin olamadım. Ama dedem kızgın bir ses tonuyla bir kaç kez "uğur, uğur" diye bağırınca, demirlere çıkan adamın Uğur Tütüneker olduğunu fark ettim. Kalabalığı yararak bir arkadaşını tribüne sokmaya çalışıyordu. Fakat dedemi kızdıran durum içeri sokulmaya çalışılan adam değil, Uğur Tütüneker'in soyunma odasında olması gerekirken, stad dışında bulunup bu işlerle uğraşmasıydı. Dedemin; "Ne işin var burda, ısınmaya çıkmayacak mısınız oğlum siz!" cümlesi aynı tazeliğiyle kulaklarımda. Uğur'un bu azardan(!) sonra dedeme cevap vermeye çalışıp, mahçubiyet içerisinde olay yerini apar topar terk edişi de süperdi.
Tüm hayatı boyunca ağzına sigara sürmeyen, kendine çok iyi bakan edebiyat düşkünü dedem, 78 yaşında akciğer kanserinden vefat etti. Öldüğü gün Fenerbahçe, Pendikspor'a kupada elenmişti. Aynı sezonun sonunda tutkuyla bağlı olduğu takımı UEFA Kupası'nı kazandı.
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
No comments:
Post a Comment