Thursday, May 21, 2009

Nasıl Bir Finaldi?

Dörtte biri boş tribünlere oynanan, çoğunlukta Türk futbolseverlerin tribünde olduğu, tribünlerde fenerbahçelilerin galatasaray formalıları kovalayıp tartakladığı, rövanşı olan bir karşılaşmaymış gibi milletin 90 dakika bitmeden çıkıp gittiği, maç devam ederken tribün koridorlarında insanların gezdiği, futbol izlemek yerine alışveriş merkezine gelmiş gibi takılan kişilerin azısanmayacak sayıda olduğu, devre aralarında sırtı çim sahaya verip fotoğraf çektirmenin hastalık boyutuna ulaştığı, ara ara fenerbahçe tezahüratlarının yapıldığı, kendi tribünlerimize ait bestelerin sıkça shaktar'a uyarlandığı, performans açısından W.Bremen seyircisinin takdir aldığı, ilgi gösterilmeyen tenha fan-zoneların olduğu ve ukrayna teknosuyla tanıştığımız kendi halinde bir final oldu. Maç öncesi stat dışında, tomwood'un sigarasıyla en sevdiğim montumu yakmış olmasının bende yarattığı hüzün yetmiyormuş gibi üzerine gecenin sonunda Lucescu kupayı kaldırınca hepten yıkıldım.Bremen'in olayı Diego'ymuş bunu da öğrenmiş olduk. W.Bremenli futbolcularda, her sene Avrupa kupalarında final oynamaktan gına gelmiş gibi bir tavır vardı. Mesut Özil'in 2. goldeki umursamaz tavrı ve sürdür(e)mediği adam takibi sonucu buna bütünüyle inandım. Mesut'un orta yapmasına izin verdiği adam ise Dario Srna... Hırvat oyuncu Almanlar'ın sol tarafına bütün maç kabus gibi çöktü. Shakhtar'ın bütün köşe vuruşlarını kısa pasla kullanması da ilginç bir detaydı. Kaleciler evlere şenlikti. Gerçi Tim Wiese iki güzel top çıkardı ama maalesef yediği son golle hepsini unutturdu.Gecenin bonusu ise önümde oturan Aston Villa taraftarı İngiliz abimizdi. Tony Adams esprileri, Alpay Özalan taklidi ve maçı içi analizleriyle gönüllerin şampiyonu oldu.

No comments: