Tuesday, September 23, 2008

schrute is the new kramer.


"ne zamandır yazmıyosun, yazmıyosun, yazmıyosun.." ne yazayım? herkes herşeyi yazıyo zaten. bi ton laf kalabalığı. hasta oluyorum internet başında iki saatten fazla geçirirsem. dün sabaha karşı emmy'leri izledim onu yazayım elim alışsın bari.

öncelikle ödülü kaptıran rainn wilson'a tarkan'dan "ben ağlarım ikimizin yerine"yi gönderiyorum, o gönüllerin nu-kramer'ı olmuş çoktan, ödüle gerek yok. sonuna kadar schrute'çuyuz. bryan cranston en iyi drama-erkek'i aldı, sevindim. diagonal ailesi sever kendisini. seinfeld'de tim whatley olarak en şahane yan karakter ödülünü önceden kendisine vermiştik zaten(veyahut bkz. malcolm'un babası rolünde "nasıl nevrotik olunur 101").

ricky gervais iyiydi, jon stewart iyiydi. brooke shields gelmiş 45 yaşına, hala mavi göl kıvamında, beğendik kendisini. mavi göl demişken elizabeth diye bi hocamız vardı ufakken, mavi göl'ü izlemeyin demişti sınıfın ortasında. konu nasıl oraya geldi, fazla mı müstehcen buldu bizim için hatırlamıyorum/bilemiyorum, neyse sen böyle bi çıkış yaparsan her türlü ters teper tabii, bende ilk fırsatta izlemiştim filmi. zaten her ağzından salya akan pre-ergen genç bi iki bakmıştır o filme. geçiyoruz.

drama da en iyi yönetmen greg yaitenes seçildi ki kendisini tanımam, adını imdb den az evvel baktım, ki önemli olan House'un sezon finalinin ilk kısmını yönetmiş olması. hugh laurie ödül törenine dahi gelmemiş aday olmasına rağmen, şahanesin diyorum kendisine. bi de mary-louise parker'a şahanesin diyorum(bkz. "fetiş objesi olarak nevrotik ve ünlü kadın 101"). başka da bişi demiyorum, böyle lüzumsuz bi konu için fazla uzun bile oldu. unutmadan sevgili tom hanks, tırt filmlerin ifade özürlü oyuncusu olduğunun bi süredir farkındaydık ama yapımcı olarak sabahın köründe kibir-inside gövde gösterini de görünce üç dakika için kanalı değiştirmek zorunda kaldım. düzgün bi film çekene kadar;

1 comment:

tifo said...

Uzun bir sakatlık döneminden sonra ilk kez forma şansı bulan futbolcusuna sevinen tribün ahalisi gibi, Tomwood bey'in satırlarını görünce alkış tufanı koparsam... Ya da aylardır panjurları açılmayan, ışıkları yanmayan dairenin sahipleri gelince oluşan kısa süreli "ne tepki vereceğini bilememe" durumu desem...