Chelsea 1 - 2 Arsenal
Manchester City 0 - 1 Manchester United
Middlesbrough 0 - 0 Newcastle U.
AS Roma 1 - 0 Fiorentina
Atalanta 2 - 0 Lazio
Cagliari 1 - 0 Sampdoria
Inter Milan 2 - 1 Napoli
Getafe 3 - 1 Real Madrid
Sevilla 0 - 3 Barcelona
Bayer Leverkusen 0 - 2 Bayern Munich
Toulouse 0 - 0 Marseille
Sunday, November 30, 2008
Merak
Hafta içi Inter-Pana maçı sırasında bir arkadaşla konuşurken ismi geldi aklıma. Emmanuel Olisadebe vardı bir zamanlar. Nijerya asıllı Polonyalı. 2002 Dünya Kupası'nda Polonya forması giymişti. Hatta Panathinaikos formasıyla Fenerbahçe'ye karşı da oynamıştı. En son Portsmouth'a kiralık gittiğini duymuştum. Sonrasında izini kaybettirdi. Nette bakındım, akıbeti nedir diye.. İki yıl önceymiş İngiltere macerası, sadece iki maçta görev yapabilmiş. Şuan Henan Jianye adında bir Çin Süper Lig takımında forma giymekteymiş 29 yaşındaki Olisadebe...
Mutlu Sonlar
Markus Babbel kas erimesi olarak bilinen ve çok nadir görülen bir sinir sistemi hastalığına yakalanmıştı. Yıllar önce Futbol Mundial'de, onu tekerlekli sandalyede görünce durumun vehametini daha iyi anlamıştım. Ancak o gün yılmadığı çok belliydi. İnançlıydı, programda yeniden, yavaş yavaş adım atmaya başladığını ve tekrar sahalara döneceğini söylüyordu. O zaman izlerken, iyileşse de sahalara dönebileceğini düşünmüyordum. Meğer bu düşüncem sadece altı boş bir öngörüymüş. Nitekim Babbel yaklaşık bir sene bu hastalıkla boğuştuktan sonra eski sağlığına kavuştu ve 2003 senesinde futbola geri dönmeyi başardı. 2007 Mayıs ayında aktif futbol yaşantısına nokta koyan Babbel, 2007-2008 futbol sezonunu, futbolu bıraktığı kulüp olan Stuttgart'ta teknik direktör Armin Veh'in yardımcılığını yaparak geçirmiş. Markus Babbel, geride bıraktığımız hafta ise görevden alınan Armin Veh'in yerine teknik direktör olarak göreve getirildi. 36 yaşındaki teknik adam, teknik direktörlük kariyerine bugün 2-0'lık Schalke galibiyetiyle başladı.
Unchain My Heart
Maçı Joe Cocker yorumluyor sandım. Ta ki John Gregory'nin ismi tellafuz edilene kadar. Gregory bir ara gaza gelip "unchain my heart" diye haykırsa, yine şüphe edebilirdim durumdan. Neyse maça geçelim. Pozisyon açısından tatmin edici olmasa da çok keyifli bir karşılaşma oldu. City adına maçın en iyi ismi kaptan Dunne, son dakika da neredeyse takımına puanı getiriyordu. Sean Wright Phillips'de çok çalıştı. Sağ kanat savunmasına sıkça yardım etti. Zaten Evra ve Ronaldo ikilisinin olduğu bir kanadın savunmasını sağ beke bırakmak tam bir intihar olurdu. Nitekim Ronaldo oyundan atılana kadar sonradan oyuna giren ve sağ beke yerleşen Zabaleta hücuma doğru dürüst çıkmadı bile...
Maçın hakemi Howard Webb, Ronaldo'ya ilk gösterdiği sarı kart sonrası Unitedlı oyuncuyu hemen oracıkta ikinci sarı kartla oyundan atabilirdi.Çünkü Ronaldo gördüğü kart sonrası hakemi alkışladı. Atmadı mı yoksa atamadı mı bilemiyorum.... Ronaldo'nun topa elle müdahale edip ikinci sarı kartı gördüğü pozisyon öncesi sanki bir faul düdüğü duydum. Ronaldo'da hakeme "düdük çaldın diye elle vurdum topa" der gibi jestler yapıyordu. Galiba Webb'in aklı ilk pozisyonda kalmış.
City'de Robinho etkisizdi. Menajer Mark Hughes'un değişiklikleri de açıkçası pek bir katkı sağlayamadı. Hele Elano tam bir hayal kırıklığı... Ji-Sung Park ve Evra, United'ın bence en iyi isimleriydi.Maçın tek golünü atan Rooney, kulüp forması altında, - Everton ve Man. Utd.- kariyerinde ki 100. golü kaydetti. Bu arada City'nin striker modunda ki adamı Benjani Mwaruwari'nin kredisi nereden geliyor çözemedim. Geçen sezonun ilk yarısında Portsmouth formasıyla esince, tartışmalı bir transfer öyküsüyle City'e imza atmıştı. City kariyerindeki ilk maçına, Manchester United deplasmanında çıktı ve o maçta United kalesine bir gol bıraktı. Sonrası için yorumum; nizami yatış.. Açıkçası iyi sabrediyorlar.
Maçın hakemi Howard Webb, Ronaldo'ya ilk gösterdiği sarı kart sonrası Unitedlı oyuncuyu hemen oracıkta ikinci sarı kartla oyundan atabilirdi.Çünkü Ronaldo gördüğü kart sonrası hakemi alkışladı. Atmadı mı yoksa atamadı mı bilemiyorum.... Ronaldo'nun topa elle müdahale edip ikinci sarı kartı gördüğü pozisyon öncesi sanki bir faul düdüğü duydum. Ronaldo'da hakeme "düdük çaldın diye elle vurdum topa" der gibi jestler yapıyordu. Galiba Webb'in aklı ilk pozisyonda kalmış.
City'de Robinho etkisizdi. Menajer Mark Hughes'un değişiklikleri de açıkçası pek bir katkı sağlayamadı. Hele Elano tam bir hayal kırıklığı... Ji-Sung Park ve Evra, United'ın bence en iyi isimleriydi.Maçın tek golünü atan Rooney, kulüp forması altında, - Everton ve Man. Utd.- kariyerinde ki 100. golü kaydetti. Bu arada City'nin striker modunda ki adamı Benjani Mwaruwari'nin kredisi nereden geliyor çözemedim. Geçen sezonun ilk yarısında Portsmouth formasıyla esince, tartışmalı bir transfer öyküsüyle City'e imza atmıştı. City kariyerindeki ilk maçına, Manchester United deplasmanında çıktı ve o maçta United kalesine bir gol bıraktı. Sonrası için yorumum; nizami yatış.. Açıkçası iyi sabrediyorlar.
Thursday, November 27, 2008
Www
Üç günü internetsiz tükettim. Ve internetin bir bağımlılık olduğuna kanaat getirdim. Ne mutlu ki internetin olmadığı zamanlarda adım atmışız ergenliğe. Ne mutlu ki karşı cinsle ilk irtibatımızı MSN'den değil, ev telefonunundan kurmuşuz. Ama şu bir gerçek ki üç günün üzerine internet ilaç gibi geldi.
Monday, November 24, 2008
Kule Nöbeti
Juventus yarın Zenit ile deplasmanda karşılaşacak. Fotoğraf İtalyan ekibinin maç öncesi son antremanından. Havayı sıcaklığını ya da daha doğrusu hava soğukluğunu tahmin etmek zor olmasa gerek. En son bu tarz bir kar maskesini, gece 2-4 kule nöbetine giderken takmıştım. Biraz nefes alma problemi yaşatsada sıcak tutar. Neyse biz tekrar Juventus'a oradan H Grubu'na dönelim. Zenit için kritik maç. Haftasonu Rus ligi bitti. Zar zor UEFA'ya attılar kendilerini. ŞL'de devam etmeleri içinse Juventus'u mutlak yenmeleri gerek. Çünkü ikinci Real Madrid, BATE Borisov deplasmanında. İspanyollar'ın puansız döneceklerini sanmıyorum. Yarın oynanacak maçlar arasında en büyük heyecan Fenerbahçe'nin grubunda yaşanacak. Ayrıca yarın ŞL günü olması vesilesiyle, kırmızı ceketliler Star TV'de. Sakın kaçırmayın. Bakalım Portolu futbolcuların anneleri babaları ne iş yapıyor!... Hobileri neler, kimin ne lakabı var!...
Not: Son dönemde yeni takıntım. Söz konusu entry içinde bir tamlamayı alıp başlık yapıorum. Konuyla alakalı ya da alakasız. Ama hoşuma gidiyor.
Not: Son dönemde yeni takıntım. Söz konusu entry içinde bir tamlamayı alıp başlık yapıorum. Konuyla alakalı ya da alakasız. Ama hoşuma gidiyor.
Haftanın Maçları #22
Sunday, November 23, 2008
Haberler!
Premier Lig'de "Big Four" olarak adlandırılan Manchester United, Liverpool, Chelsea ve Arsenal dün oynadıkları karşılaşmalardan puan kaybıyla ayrıldılar. Arsenal , Manchester City deplasmanında 3-0 mağlup olurken; United Aston Villa ile 0-0 berabere kaldı. Liverpool ve Chelsea de sahalarında golsüz berabere kalarak iki puan kaybetti. Bu dört takım en son 1993 Şubatı'nda, aynı haftasonu sahadan üç puan alamadan ayrılmışlar. Yurtdışından arak the diagonal haber ajansı copy-paste bültenini sundu... Bu arada Portsmouth'dan Glenn Johson ne gol atmış öyle ya...
Tuesday, November 18, 2008
UTC&CU84 Kardeşliği
Sampdoria'nın en büyük taraftar grubu Ultras Tito (UTC)'nun İtalya dışındaki kardeş grubu Ultras Marseille (CU84). Bu nedenle Santos olayıyla ilgili, Fransız taraftar gruplarının haricinde konuya en çok önem veren, hassasiyet gösteren organizasyonlardan biri UTC. Resimler de Pazar günü oynanan Lecce maçından. Anlaşılacağı üzere Santos'a özgürlük çağrıları pankartların teması. Bu arada merak edenler olabilir. UTC'nin İtalya'da ki kardeş gurubu Boys Parma...
Cila
Cassano birlikte olduğu kadınların sayısını açıklayınca haftaiçi gündemde ki yerini aldı. Bu hafta Lecce'ye attığı gol de cilası oldu. İzlenmesi tavsiye edilecek bir gol değil. Bu golü izlemek basbaya bir mecburiyet. It is a must... Sampdoria, bu sezon ligde ilk kez üç gol atabildi. Sampdoria pozisyona girmekte zorlanan, Cassano'nun bireysel becerisine bakan bir takım. İşte o bireysel beceri anlarından biri yaşanmış pazar günü...
Monday, November 17, 2008
Nokta
PSG'ye vedasını burada yazmıştım. O zamandan bu zamana net bir karar vermemişti. ABD, Katar veya ülkesinde geçirilecek son bir sezon. Hiçbiri olmadı. Tahmin edildiği üzere aktif futbol yaşantısına nokta koydu. Kararını da bugün duyurdu. Deportivo macerasının ardından zirve yaptığı Ligeu 1 yılları ve kariyerine sığdırdığı 200'ün üzerinde gol... Pedro Miguel Carreiro Resendes, nam-ı değer Pauleta...
Di'li Geçmiş Zaman
Takım Elbise
Dün Roma-Lazio derbisini izlerken, Igli Tare'yi gördüm yedek kulübesinde. Delio Rossi, onun yanına gidip bişeyler konuştu. Belki de danıştı... Başta takım elbiseli olmasından dolayı tam emin olamadım. Ancak o hafif seyrelmiş sarı saçları yanıltmadı beni. Arnavut Igli Tare.. Bundesliga geçmişi olmasına rağmen ismini Brescia zamanlarında duyurdu. Ya da ben o zamanlarda duydum!.. Kariyerinin son yıllarını Lazio'da geçirmişti.Geçen sezon sözleşmesi bitince futbolu bırakmış. Fakat Lazio'dan kopmamış. Teknik heyete dahil olmuş anlaşılan. Dün demişken, Lazio oynadı Roma kazandı. Ercan Taner ise her zamanki gibi formdaydı. Dünün hakedip kaybedenlerinden biri de Bordeax... Lyon yine aldı başını gitti. 14 maç sonunda ikici Marsilya ile puan farkı 7...
Sunday, November 16, 2008
Haftanın Maçları # 21
Tavsiye # 3
Resimdeki arkadaş Danny Welbeck. Henüz 17 yaşında. Dün Premier Lig'de forma giydiği ilk maçında ilk golünü attı. Hemde ne gol!.. İzlemeniz tavsiye edilir. Bir başka tavsiye, Wigan'ı Newcastle karşısında 1-0 öne geçiren gol. Ryan Taylor'ın bu seyri güzel golü de şiddetle tavsiye edilir. Denk getirin, arayın bulun izleyin. Görmemiş olanları uyarın. Zlatan Ibrahimovic'in Palermo kalesine bıkratığı iki golü de sakın es geçmeyin. Birinde dışa falso alan bir top, diğerinde ise 124 km hıza dayanmış bir füze.
Friday, November 14, 2008
Oğlak Burcu Erkeği
Geçen sabah uyandıktan sonra tam yüzümü yıkamaya doğru hareketlenirken geldi aklıma. "Hakan Keleş vardı bir zamanlar..N'oldu ona?" dedim kendi kendime. Biraz evvel yine gelince aklıma, internette bakındım. Kariyerinin son dönemleri biraz muamma. Öncelikle kendisinin web sitesiyle tanıştım. Girişinde "başarı bir tercihtir" yazıyor. Onun bu tercihi yapıp yapmadığının bir cevabını ise göremedim. Sitesine giriş yaptıktan sonra kariyer kısmına tıkladım. 2008-2009 sezonunda Ankaragücü forması giydiği ve 360 dakika görev yapıp hiç gol atamadığına dair bir bilgi rivayet edilmiş. Evet! Rivayet edilmiş diyorum, çünkü tekrardan google'a döndüğümde bu kez 9 Ekim 2008 tarihli ajans haberinde, Hakan Keleş'in Ankaragücü'nde yürüttüğü yardımcı antrenörlük görevinden istifa ettiği yazıyordu. Hem oyuncu hem antrenör olarak görev yaptığını düşünerek Hakan Keleş macerasını sonlandırmaya karar verdim. Ve artık biliyorum ki o, 42 numara ayakkabı giyiyor, oğlak burcu ve en sevdiği dizi Avrupa Yakası...
Sir Les
Les Ferdinand daha önce altı yıl formasını giydiği ve küçükken taraftarı olduğu Tottenham'a geri döndü. Kulüp CEO'su Kathryn Robinson tarafından görev tanımı, danışmanlık olarak belirtildi. Ancak Ferdinand'ın, Harry Redknapp'ın ekibinde yer alması ve kadroda bulunan forvet oyuncularıyla özel çalışmalar yapması bekleniyor. Daha net özetlemek gerekirse "striker coach"... Ayrıca Redknapp'ın ekibine dahil etmek istediği diğer isimin ise Teddy Sheringham olduğu yazılıp çiziliyor. Bu arada Ferdinand ve Sheringham gibi iki Tottenham efsanesinin ismi geçmişken, David Ginola'yı da anmadan geçmeyelim. Efsanevi Fransız futbolcu, Tottenham'ın Hall-of-fame listesine seçildi. Bu listede, tüm şaşalarına rağmen Ferdinand ve Sheringham ikilisinin olmadığını da hatırlatmak gerek.
Plastik Domuz
Dün Portsmouth takımının gerçekleştirdiği antremanın sonunda bir oylama yapılmış. Futbolcuların seçimiyle, antremanın en kötü performans sergileyen ismi David James seçilmiş. Tecrübeli kalecinin ödülü ise artık üretimi yapılmayan "Reliant Robin" marka otomobil ile kısa bir tur. 1970'lerin başında üretilmeye başlanan üç tekerlekli bu İngiliz arabasına halk arasında da Plastik Domuz diyorlarmış.
Wednesday, November 12, 2008
Tuesday, November 11, 2008
250
Juventus, Chievo deplasmanında.
Del Piero, doğum gününde (34), Juventus formasıyla 250. golüne imza atmadan saniyeler önce...
Monday, November 10, 2008
Bir Mike Klasiği: Top 10
Bizim blog'un en sevilen adamlarındandır Mike Anstead. Yine döktürmüş. Bu kez Premier ligi sevmek için Top 10 nedeni sıralamış. Arapların transfer çılgınlığından, Robinho'ya; Tottenham'ın bu sezon yaşadığı karmaşadan, Newcastle'ın sürpriz yumurtadan çıkan menajeri Joe Kinnear'a kadar çok keyifli bir derleme olmuş. Sıralamanın bana göre en iyi saptaması ise, listede yedinci sırada yer alan Rorry Delap. Mike Anstead yine ıskalamamış. Stoke City forması giyen İrlandalı Delap, uzun taç atışlarıyla sezonun en moda isimlerimden. Listenin orjinal metni için buradan buyrun...
Sunday, November 9, 2008
Haftanın Maçları # 20
Saturday, November 8, 2008
Traş
Harry Redknapp'lı Tottenham henüz mağlubiyetle tanışmadı. Bu durum ne kadar sürer bilmiyorum. Londra ekibine karşı bir hissiyatım olmadığı için de beni pek heyecanlandırdığı yok. Ancak Tottenham'ın bu yaz Manchester City'den 8.5 milyon pound'a transfer ettiği Vedran Corluka'nın durumu çok farklı. Hırvat oyuncu, Redknapp'ın ilk sınavı olan Bolton maçı öncesi yeni menajerine, eğer yenilmezlerse sakallarını kesmeyeceğini söylemiş. Gelen galibiyet sonrası da sözünde durmuş. Corluka, Arsenal maçı öncesi de aynı çıkışı yapmış. An itibariyle gelinen nokta, 22 yaşındaki oyuncununTottenham'ın ilk mağlubiyetine kadar sakallarını kesmeyecek olması.
Friday, November 7, 2008
Santos Başkan
Hatırlanacağı üzere, A.Madrid - Marsilya maçı sırasında tribünlerde İspanyol polisiyle Fransız taraftarlarının kavgası vardı. Yaşanan olaylar sonrası Ultras Marsilya'nın lideri Santos göz altına alınıp, 3 Ekimde de tutuklanmıştı. Santos'un tutukluluk hali devam ederken, Madrid'de görülecek dava öncesi savcılık 34 yaşındaki İspanyol asıllı Fransız'a 8 yıl hapis cezası verilmesini talep etti. Bu haber ajanslara dün düştü. Santos Mirasierra için yazılan şarkı ve derlenen klip de blog satırlarında bugün yer bulabildi. Hazırlanan videodan anlaşılacağı üzere 1 Ekim'den bu yana Marsilya taraftarı, futbolcusu ve diğer tüm tribünler müthiş bir birliktelik göstermiş. Klipte Santos'un İnönü ziyaretinden de bir kare var...
Keyif Verici Maddeler
O koltuklar o kadar rahat ki yeni bi seri başlatmaya değer. Kadro azdı bu gece. Ev sahibi,ben ve Torezege mevcuttu sadece. Tomwood ortalarda yok bu ara. Başka mevzualara konsantre o. Pazar yine aynı koltuklardayız. Bu kez daha kalabalık olacağız. Her seri yeni bir heyecan demek. Ama baklavasız olmuyor.
Sunday, November 2, 2008
Vakur
Massa damalı bayrağı geçince, Ferrari garajındaki görüntüler iki sene öncesine götürdü beni.. (Denizli-Fenerbahçe-16 Dakika-Ali Sami Yen).... Tüm Ferrari ve Massa ailesi son virajlar için ekrana gömülmüş vaziyetteydi. Çünkü yarış o anda bitse Massa dünya şampiyonuydu. Ama o anda bitmedi yarış. İki viraj daha vardı... Maalesef olmadı. Massa otomobilinden inmeden önce göz yaşları iniverdi. Çok dramatik bir sahneydi. Tüm aile yıkıldı. Ama herşeye rağmen Brezilyalı, verdiği mücadelenin gururuyla dimdik ayaktaydı. Sezonun son yarışında, koca bir yılı en büyük ödülle taçlandırmak üzereyken, bitime iki viraj kala herşeyi yitirmek, üstesinden gelinmesi zor bir durum. İzlerken orda olup sırtını sıvazlayasım geldi. Kazandığı yarışın sonunda, koca bir sezonu kaybeden adamın vakur portresi... Bugünden itibaren Massacı oldum.
Subscribe to:
Posts (Atom)