Yunanlı Gurbetçiler

Chelsea, Olympiakos ile Stamford Bridge'de oynayacağı şampiyonlar ligi maçı öncesi "ırkçılıkla" suçlanıyor. Sebebi ise Yunan kökenli İngilizler'e bilet satmama kararı alması. Chelsea kulübü Olympiakos taraftarının bu yolla kendilerine ayrılan yer dışında da tribünlerde bulunmasından korkuyor. Zaten internet üzerinden pek çok Olympiakos taraftarı, ev sahibi ekibe ait yerlerden bilet satın almak için başvuruda bulunmuş. Haliyle bu durum İngilizleri tedirgin etmiş olsa gerek ki onlarda böylesine bir uygulamaya gitmişler. Tabi İngiliz medyası duruma ırkçılık olarak yaklaşması biraz abartı olmuş.Resimde ki abimiz ise Yunanlı kökenli bir İngiliz taraftarı; Peter Patos... Yunanistan'da oynanan ilk maçta da Chelsea tribünlerinde maçı izlemiş. İkinci maç için bilet siparişi vermiş netten. Ancak kabul görmemiş. Bilet almak için resimli kimliğini gösterip zar zor biletini almış. Buna benzer ama yerel içerikli uygulamalar Türkiye'de de zaman oluyor. Aklıma ilk gelen Bursa-Beşiktaş ve Ankaragücü-Beşiktaş maçları.

Inter'i Sevmemek Sevememek!

Inter'i oldum olası sevemedim. Ne PES oynarken seçtim ne de CM oynarken yönettim. Inter-Roma maçının son yirmi dakikasına şöyle bir baktım. Sevmediği takım yenik durumda olunca daha bir keyifli oluyor insan. Derken Javier Zanetti çıktı ortaya. Muazzam bir gol attı. Maç o golle 1-1 bitti. Belki erken ama muhtelemen İtalya Ligi Inter için bitti.. Kredileri bir hayli fazla. Buradan vermezler diye düşünüyorum. Artık onlar için tek hedef namağlup unvanlarını korumak olacak. Milano'da bunlar olurken 40 km ötede Atalanta Sampdoria'yı 4'lemiş. Genoa ve Inter maçları üzerine olmadı bu...

Yasin Çakmak'tan nefret etmek!..

Corteo Scooter

Cumartesi günü önce Scooter'larıyla şehri gezdiler...

Sonra istikamet antreman tesisleri dediler.

Maksat derbi zaferini kutlayıp oyunculara teşekkür etmekti.

Sahadan Tribünlere Mesaj

Neredeyse Inter'in namağlup unvanına Sampdoria son veriyordu. Çok güzel oynadılar. Maçı çok istediler; ancak olmadı. Maçın yıldızı verdiği paslar ve attığı güzel golle Cassano'ydu... Hafta boyunca Cassano hakkında pek çok haber çıktı. Lazio, Inter, Milan ve Juventus gibi takımların yıldız futbolcuyla ilgilendiği yazıldı çizildi. Antonio Cassano ise bu söylentilere Inter'e attığı gol sonrası yanıt verdi ve tribunlere el hareketleriyle "bir yere gitmiyorum burda kalıyorum" mesajı verdi. İzlemel isteyenleri buraya alalım.. Şuan Cassano'yu kiralık olarak kadrosunda barındıran Sampdoria, İtalyan oyuncuyu satın alma opsiyonuna sahip. Sampdoria, Real Madrid'e 5.5 milyon euro öderse Cassano'yu bonservisiyle birlikte kadrosuna katacak.

Cool Sevinçler

Dün Palermo'yu Milan önünde 1-0 öne geçiren gol Bresciano'dan geldi. Avusturalyalı oyuncunun gol sonrası sevinci ise çok karizmatikti. Bu sevinç beni Euro 96'nın yarı finaline götürdü. Almanya milli takım kaptanı Andreas Moller, penaltılara uzayan maçta kendi atışını gole çevirince Bresciano'nunkine benzer bir gol sevinci yaşamıştı. Keza Drogba da Afrika Uluslar Kupası'nda attığı bir gol sonrası tribunlere böylesine bir görüntü vermişti. Ama bu tarz cool gol sevinçlerinin en iyi temsilcisi şüphesiz Eric Cantona.... The King, Sunderland'e attığı muhteşem bir gol sonrası bu kategoride zirve yapmıştı. (Bknz. Hemen burada )

Haftanın Maçları#3

Liverpool 3 - 2 Middlesbrough
Tottenham H. 2 - 1 Chelsea (Lig Kupası)
AS Roma 1 - 0 Fiorentina
Sampdoria 1 - 1 Inter Milan
Bayer Leverkusen 1 - 0 Schalke
Bayern Munich 1 - 1 Hamburger SV

Sizin İçin Seçtiklerimiz

Dün gece birbirinden çekişmeli pek çok maç vardı. Şüphesiz Torino'nun kendi sahasında 4-1 geriden gelerek Parma ile 4-4 berabere kaldığı karşılaşma dünün en iyisiydi. Özellikle Gasbarroni'nkiler olmak üzere maçın golleri birbirinden güzeldi. Ancak izlediğim goller arasında gecenin golleri, Caen deplasmanında Saint-Etienne' in iki golüne imza atan Geoffrey Dernis'den geldi. Süper iki gol... HeleFransız oyuncunun havada aniden yön değiştiren frikik golü müthişti. 1-1 berabere sonuçlanan Valencia R.Huelva maçında ise yine iki güzel gol vardı. Newcastle Manchester United'dan çektiğini başka takımdan çekmemiştir heralde, yine farklı mağlup oldular. Rooney'in Newcastle'a attığı maçın 4. golü ise süperdi. Blogumuzun tavsiyedir. Bütün bu goller izlenmelidir. Şimdi hâlâ var mı bilmiyorum ama eskiden Radyo 1 'de maç yayınları öncesi, yayına 10-15 dakika kala "Sizin İçin Seçtiklerimiz" diye bir anons çıkardı. Onların seçtiği şarkılarla beklerdik maçları. Blogumuz da geri kalmasın...

Kırılmak

Arsenal'li Eduardo da Silva bir futbolcunun başına gelebilecek en talihsiz anlardan birini yaşadı. Birmingham City'li Taylor'ın darbesi sonucu Brezilyalı Hırvat'ın ayağı kırıldı. Maalesef bu yaz Avrupa Şampiyonası'nda onu izleyemeyeceğiz. Eduardo'nun yerde yattığı esnada kırık ayağı gören futbolcuların yüzlerine yansıyan ifadeler ise gerçekten iç burkan cinstendi. Eduardo'nun ayağını kıran Taylor pozisyon sonrası kırmızı kartla oyun dışı kaldı. Bu arada Arsenal, karşılaşmada ki ikinci darbeyi ise bitime saniyeler kala yedi ; 90+4 de Birmingham City'den McFadden'ın penaltı golüyle bir puana razı oldular.

Lazerzede

Şampiyonlar Ligi

Çaprazdan uzak köşeye müthiş bir plase yolladı Henry, yan ağlara astı topu. Gecenin golü ödülünü de hakketti. Sonra sahneye Messi çıktı. Arjantinli sol ayağıyla topu öyle bir çekti ki gol vuruşu öncesi, Celticli Caldwell'in başı dönmüştür muhtemelen. Barcelona 2-1'den 3-2'ye çevirdi maçı. Celtic 'in işi zor gözüküyor. Gecenin diğer skorları ise şöyle;

Arsenal 0 - 0 AC Milan
Lyon 1 - 1 Manchester United

Mahşerin Atlıları

Resimde mahşerin dört atlısı duruyor. Emre Tilev, Bilgehan Demir, Ertem Şener ve Sabri Ugan.... Bilgehan Demir Fox TV'de Premier Lig maçlarını anlatmaya çalışan spiker! Ertem Şener Avrupa'nın yeni prensi.... Sabri Ugan şair ruhlu spiker.... Emre Tilev için tek kelime yeter; FENOMEN.... Bir de resimlerini koymasam da adlarını anmadan geçemeyeceğim diğer atlılar var. İlker Yasin, Fikret Engin ve Uğur Önver... Özellikle Uğur Önver müthiş bir yetenek. Onu TV8'de ki Seria A performansıyla hatırlayacağız. Şimdi Star'da Şampiyonlar Ligi'ni anlatıyor. Bu arkadaşın futbolcu isimlerini telaffuz ederken neden kendini kastığını, şut atan oyuncuların isimlerinde bulunan son harfleri neden inatla uzattığını anlayamadım. Tıpkı bu postta ismi geçen adamlara niye maç anlattırdıklarını anlayamadığım gibi...

Kardeş Bi El Atalım Ya!

Bugün oynanan Zurih-Basel karşılaşmasından bir kare...

Haftanın Maçları#2

Juventus 1 - 0 AS Roma
Genoa 0 - 1 Sampdoria
Marseille 2 - 1 Paris S.G.
Monaco 0 - 6 Bordeaux
Recreativo Huelva 3 - 2 Deportivo La Coruna

Manchester United 4 - 0 Arsenal (FA Cup)

Club Brugge 1 - 2 Standard Liege

One-Man-Show

Genoa 0 Sampdoria 1
Rete: 87' Maggio.
Genoa : Rubinho; Konko, De Rosa, Criscito; Rossi (21' s.t. Bovo), Paro, Juric, Danilo; Milanetto (19' s.t. Lucarelli); Borriello, Di Vaio (4' s.t. Figueroa). A disposizione: Scarpi, Vanden Borre, Fabiano, Leon.
Sampdoria : Castellazzi; Campagnaro, Sala, Accardi; Maggio, Delvecchio (23' s.t. Volpi), Palombo, Franceschini (38' s.t. Bonazzoli), Pieri; Bellucci, Cassano (45' s.t. Ziegler). A disposizione: Mirante, Lucchini, Zenoni, Sammarco.

Dwight Kent

Gönlümüz sadece bir yarışma sonrası kazanılan prestijle yetinmeyecek, basketbolu seven herkese uzun yıllar daha birçok şey vaad edebilecek bir ismin kazanması idi, aşırı hırsı yüzünden samimiyetsiz bir "gangsta" ifadesi takınan birinin değil. Kalbimiz temizmiş Dwight Howard'ın koca gülümsemesinden mahrum kalmadık, kendisine tebriklerimizi iletiyoruz. Tek eksik belki de Murat Kosova'nın sesinden mahrum, Kaan Kural'ın zaman zaman sabır sınırlarını zorlayan esprilerine maruz kalmamız oldu.

İstanbul yolculuk yapmak zorunda olmayanlar için güzeldi, yamaçlardan kaymalar, üzerine Merlot, üzerine muhabbet mezesi All-Star. Pazar sıkıntısından uzak yatağa giriyorum saat 6'yı geçmiş.

Derbi Geliyor Derbi

Tekerrür Eden Tarih

Bu gece Milan sahasında Livorno ile 1-1 berabere kalmış. Dakikalar 56'yı gösterirken son kahraman Paloschi'nin yerine oyuna giren Ronaldo ise sahada sadece 3 dakika kalabilmiş. Internet sitelerine yansıyan resimler ve haberlere göre Brezilyalı oyuncunun ciddi şekilde sakatlamış olmasından korkuluyor. Haliyle aklıma 1999-2000 sezonu geldi. O yıllar Inter forması giyen Ronaldo bir lig maçında dizinden sakatlanmış ve uzun süre sahalardan uzak kalmıştı. İyileştikten sonra forma giydiği ilk karşılaşma Inter-Lazio kupa maçıydı. Ronaldo oyuna sonradan girmiş ancak 7 dakika sonra topu sürmeye çalışırken aynı dizinden bir kez daha sakatlanmıştı. O an Ronaldo'nun en yakınında bulunan futbolcu-yanlış hatırlamıyorsam- Fernando Couto idi. Portekizli oyuncunun verdiği ilk tepki birşeylerin ters gittiğinin ilk işareti gibiydi...

Man Of The Match

Galatasaray Leverkusen maçının adamı Emre Tilev'dir... Ekran başında bizi epey bir kahkaya boğdu tecrübeli spiker! İzlemeyenler maalesef müthiş bir eğlenceden mahrum kaldı. Tüm sinirimizi aldı götürdü. Hangi birini yazsam inanın bilemiyorum! Tek bildiğim şudur ki; Ne tiyatro, ne sinema, ne de alemden bir gece; bu akşam Emre Tilev en büyük eğlence

Faroe Adaları'na gider mi?

: "Faroe Adaları" arabaları nereden kalkıyor?
: Burdan...
: Yer var mı?
: Var...
: Mümkünse cam kenarı olsun
:Tamam...

Acaba Aberdeen'e mi gitsek...?!?!?!?!

Audrey'nin farkında mısınız?

Aynen aşağıdaki gibi:

"Türbanın ilham kaynağı Hollywood mu?"

"...1960'lı yılların ortasında, şehirli kadının başını örtmesini sağlamak amacıyla yola çıkan Şule Yüksel Şenler neler anlatıyor? Hollywood yapımı "Roma Tatili" adlı filmde Oscar'lı oyuncu Audrey Hepburn'ün baş bağlama stili onu nasıl etkiledi? Tüm soruların yanıtları bu gece "Deşifre" de. "

Birşeyleri sempatik kılmaya çalışmanın ne kadar çok yolu var değil mi? Mesela artık Audrey Hepburn deyince aklımıza zerafeti, şıklığı, mütevaziliği, Breakfast At Tiffany's i, Funny Face'i değil de, baş bağlama stili gelecek. Manipülasyonün en güzel hali. Mesela bundan 4-5 sene sonra bunların çok daha trajik olanlarını normal kabul etmek zorunda kalacağız, medyatik kızlarımız tüm olup bitenden ikonik anlamlar çıkartmaya çalışacak, Hülya Hanım'ın da bir ara denediği gibi. Gülücükler, televizyon programları, önceden programlanmış köşe yazıları. Ufak ufak. Bende yukarıya Hepburn'ün ayak bileklerinden başlayan elbisesiyle ne kadar alımlı olabileceğini gösteren bir resim koydum, beni çok etkiledi, algılarım açıldı. Ne kadarı görünmüyor o kadarı iyi dedim.

Kapatın televizyonlarınızı.

Otomatiğe Bağlayan Golcü

Dün gece Arsenal, Blackburn Rovers'ı 2-0 mağlup etti ve Man. Utd. ile olan puan farkını beşe çıkararak liderliğini sürdürdü. Arsenal'in ikinci golü Emmanuel Adebayor'dan geldi. Togolu oyuncu adeta otomatiğe bağladı. Adebayor oynadığı son dokuz maçın hepsinde gol attı. Toplam gol sayısı ise 22 oldu. Arsenal taraftarının bu sezon sıkça söylediği gibi ; Adebayor, give him a ball and he'll score

Yürü Be Cassano!

Son haftaların formda ismi Antonio Cassano gaza gelmiş. Genova'nın kızlarını, şehri, takımı, taraftarı herşeyi övmüş, yere göğe sığdıramamış. Cassano'ya göre Sampdoria 3-4 yıl içerisinde şampiyon olabilecek duruma gelecekmiş. İstenmesi durumunda uzun yıllar Sampdoria formasını giyebileceğini ifade eden Cassano, başkan Garrone'ye gidip "gerekirse maaşımda indirime dahi gidebilirisiniz" demiş. Flachi'nin doping olayı ve Quagliarella'nın Udinese'ye gidişi sonrası bir kahramana ihtiyacı olan Sampdoria taraftarına ilaç gibi geldi Cassano. Yakışır Sampdoria'ya!

Santrayla Gelen Gol

Lens, Caen deplasmanında maça başlayan taraftı. Remy ve Maoulida santrayı yapıp topu geriye yolladılar. Ardından Lens arka arkaya 6 pas yaptı. Lensliler adına topa yapılan yedinci temas ise Toifilou Maoulida'nın kafa golü oldu. Böylece Lens santrayla 1-0 öne geçti. Karşılaşmayı da 4-1 kazandılar. Bu hafta izlediğim maçlar arasında atılan diğer güzel gollerin sahipleri ise şöyle; Murphy (Sunderland), Jeda (Cagliari) , Vannucchi (Empoli) , Schäfer (Wolfsburg) , Niculescu (Duisburg) , Guti (Real Madrid - 6. gol) , Villa (Valencia - 3. gol)...

Lotito Bu...

Dün Empoli - Lazio maçı vardı. Empoli 1-0 öndeyken, Laziolu Goran Pandev ceza sahası içinde müsait durumdaki arkadaşlarına pas vermek yerine şut çekmeyi tercih edince takımını olası bir golden etmiş oldu. Bu pozisyonun hemen ardından başkan Claudio Lotito ekrana geldi. Kaçan gole çok kızdığı belliydi. Tribünde bağırıyordu... Neyse ki dudak okuma yöntemiyle meraka düşenleri sevindirmiş İtalyanlar.... Tahmin ettiğim gibi Pandev'e sallıyormuş. Bir başka deyişle Makedon oyuncunun kafa şeklini sıfat yardımıyla tanımlıyor diyebiliriz; Testa Di Cazzo!

PES Ettim!

Cumartesi gecesi toplu PES seansı vardı. Saat 02.30 sularında Togo milli takımının yaptıklarını bünyem daha fazla kaldıramadı ve iflas etti. Bu sürecin devamı olarak travmatik depresyona sürükelenen bendenize ikinci bir emre kadar playstation oynamak yasaklanmıştır.

Gana 2008

Hiçbir zaman ilgimi çekmeyi başaramamış olan Afrika Uluslar Kupası'nın 2008 versiyonunu Mısır kazanmış. Keşke bu kupa ağlak adam Ahmed Hassan'ın değil de Rigobert Song'un elinde havalansaydı. Kamerun 0 - 1 Mısır...

Haftanın Maçları

Manchester United 1 - 2 Manchester City
Chelsea 0 - 0 Liverpool
Bayern Munich 1 - 1 Werder Bremen
Borussia Dortmund 2 - 3 Schalke
Sevilla 1 - 1 Barcelona
Sampdoria 2 - 0 Napoli

Yorumsuz

Kevin Doyle, 24 yaşında. Reading'de oynuyor. Bu sezon Premier Lig'de 25 maçta görev yaptı ve 5 gol attı. Gol yollarında etkili olabilmesi için pozisyonlar gereği sahada durması gereken yerleri zaman zaman unutuyor. Bu duruma kendince bir önlem almış. Özellikle köşe vuruşlarında nerede durması gerektiğini elini yazıyor. Doyle aynı zamanda İrlanda milli takımının da formasını giyiyor.

Kabarık Liste

Barcelona haftasonu adam bulabilirse Sevilla deplasmanına gidecek!... Puyol, Jorquera, Ezquerro ve Yaya Toure'den oluşan sakatlar listesine son olarak Gianluca Zambrotta ve Bojan Krkic eklendi. Samuel Eto’o , Afrika Kupası'nda. Meksika milli takımında bulunan Marquez ve Giovani dos Santos ikilisinin de cumartesi günkü maça yetişmesi zor görünüyor. Frank Rijkaard'ı cumartesi günü sıkıntılı bir 90 dakika bekliyor gibi...

Sakın Ha!...

Haberi aynen aktarıyorum; "Under the proposal, from the 2010-11 season in one weekend in January there would be an extra 'international round' with 10 matches played abroad in cities such as Hong Kong, New York, Los Angeles, Singapore, Sydney, Johannesburg, Dubai and Beijing." Premier Lig CEO'su Richard Scudamore'un da doğruladığı bu düşüncenin gerçekleşmemesini diliyorum.. Modern futbola hiçbir zaman ölesiyle karşı olmadım. Fakat işin globalleşme hikayeleri altında buralara varacağını da hiç tahmin etmezdim. Aman diyeyim, sakın diyeyim.. Abartmayın.. Gareth Southgate'in "Bu 1 Nisan mı?" şeklinde yaptığı çıkıştan da anlaşılacağı gibi bu durumun başta menajerler ve oyuncular olmak üzere kimse tarafından pek hoş karşılanacağını sanmıyorum. En güzel açıklamayı ise Birmingham menajeri Steve Bruce yapmış ve "sıkıysa gidip Alex Ferguson'a 'bu haftaki maçınızı içerde değil Japonya'da oynayacaksınız' deyin" demiş..

Milano'ya 1..2..

La Gazzetta dello Sport'un haberi...Didier Drogba bu yaz Londra'ya veda ediyormuş. 29 yaşındaki oyuncunun açıklamalarına dayandırılan habere göre onu önümüzdeki yıl ya Barcelona ya da Milan formasıyla izleyeceğiz. Bu ifadeden ne mi anlıyoruz... Drogba'nın manevi babası Jose Mourinho en geç yeni sezonda Barcelona veya Milan ikilisinden birinin başına geçecek. Portekizli teknik adamın Barcelona ile ilgili iyi anıları olmadığı düşünülürse, Drogba ile Mourinho'nun yolları Milano'da kesişebilir...

Fenin'den Müthiş Başlangıç

Bundesliga'da ikinci yarı başladı. Karşılaşmaları izlerken Martin Fenin ile karşılaştım. Çek futbolcu Avrupa'da gelecek vadeden isimler arasında gösteriliyordu. Ara transferde Eintrach Frankfurt'a gelmiş. Zamanında kendisiyle ilgili okuduğum haberlerde adı hep daha büyük takımlarla yazılıyordu. Açıkçası Frankfurt tercihi benim içinde sürpriz oldu. Sanırım yeni takımının formasını, resmi olarak ilk kez bu hafta giydi. Frankfurt deplasmanda Hertha Berlin'i 3-0 mağlup etti. Fenin hat-trick yaptı. Gerçekten 20 yaşındaki oyuncu için müthiş bir başlangıç... Bu kadar etkileyici bir start olmasa bile, Schalke'nin yeni transferi Ze Roberto ve Karlsruhe'nin yeni transferi Kennedy ilk maçlarında attıkları gollerle taraftarlarını mutlu etmiş olsa gerek.

Gabriele Sandri

11 Kasım 2007... Lazio taraftarı olan Gabriele Sandri, Inter-Lazio maçı öncesi çıkan olaylarda bir polis memurunun silahından çıkan kurşunla hayatını kaybetmişti. Dün Lazio deplasmanına gelen Sampdoria taraftarları, Gabriele'yi unutmadıklarını göstermişler...

Film Gibi

Benjani Mwaruwari, Portsmouth'dan Manchester City'e transfer oldu. İki kulüp ve oyuncu transfer için her konuda anlaştı. Fakat ortada bir problem var. Benjani'nin transferine dair evraklar, 31 Ocak gecesi saat 12.00'ye kadar yetiştirilemedi. İşlemlerde geç kalınmasının hikayesi ise Türk filmlerini aratmayacak kalitede. The Times iki gün içerisinde yaşananları çok güzel özetlemiş;

30 Ocak Çarşamba: Portsmouth, Tottenham'dan Jermain Defoe transferini gerçekleştirmeleri halinde Benjani'yi Man. City'e satacaklarını açıklıyor.

31 Ocak Perşembe - Sabahı: Portsmouth ve Man. City 7.6 milyon pound bonservis bedelinde anlaşma sağlıyor. Benjani'nin menajerleri de City'nin sunduğu şartları kabul ediyor.

Öğlen: Sven-Göran Eriksson, Benjani ve bir başka yeni transfer Ekvadorlu forvet Felipe Caicedo ikilisinin çalışma izinleri için Londra'da bir toplantıya katılıyor. Ardından 17.30 treni ile Manchester'a dönüyor ve Benjani'nin şehre gelip sağlık kontrolünden geçmesini bekliyor.

15.15 : Benjani BA1396 sefer sayılı Londra-Manchester uçağını kaçırıyor.

17.00 : Benjani, BMI 590 sefer sayılı uçağı da kaçırıyor.

18.45 : Benjani Manchester'a BMI 592 uçuşla gelmeyi planlarken uçuş iptal ediliyor.

20.50 : Son olarak BMI 594 nolu uçuşu bekleyen Benjani, uçağın 35 dakika rötar yapmasıyla saat 22.30 sularında Manchester'a ulaşabiliyor.

23.10: Benjani, MAn. City'nin tesislerine geliyor.

1 Şubat Cuma - 01.00 : Sven-Göran Eriksson transferin gerçekleşememe ihtimali olduğunu açıklıyor.

01.27 : City kulübü resmi açıklamayla "Oyuncunun Manchester'a geç gelmesi sebebiyle transfer prosedürünü tamamlamayı başaramadıklarını" duyuruyor.

Evet hikaye gerçekten de son derece ilginç. Şuan transferle ilgili evrakları Lig kurulu inceliyor. Kurulun, transfere onay verilip verilmeyeceği hususu üzerine pazartesi günü bir açıklama yapması bekleniyor. Tabi bu olayın bir de Portsmouth tarafı ve Defoe için Tottenham'a ödenen 7 milyon poundluk fatura var...

Capello'nun Tercihleri

İngiltere Milli takımının İsviçre ile yapacağı hazırlık maçı için Fabio Capello 30 kişilik bir aday kadro belirledi. İtalyan teknik adamın yeni görevinde açıkladığı ilk aday kadro bu... Ve bazı tercihler Ada'da çeşitli tartışmalara yol açtı. Terry Venables gibi kimileri 100'üncü kez milli olmayı bekleyen Beckham'ın kadroya çağrılmamasını eleştrirken, kimileri de Alex Ferguson gibi Capello'nun kararını savundu. Basının bir bölümü ise milli takımın yeni kaptanın kim olacağı sorusuna cevap arıyor. Söz konusu kadro ile ilgili bir başka tartışma ise kaleciler üzerine... Tottenham kalecisi Paul Robinson Capello tarafından kadroya çağrılmadı. Yeni gözde ise milli takıma 5 oyuncu yollayan Aston Villa kalecisi Carson...West Ham menajeri Alan Curbishley ise üstü kapalı bir şekilde Capello'nun kaleci tercihlerini eleştirmiş ve kendi oyuncusu Robert Green'in milli takımı hakketiğini kinayeli bir şekilde ima etmiş;

Curbishley says "Goalkeeper Robert Green should dye his hair or do something else silly to gain a place in the England squad...