Thursday, January 31, 2008
Jari Litmanen vardı... N'oldu ona?
Bir dönem Jari Litmanen modaydı. Her yaz gazetelerimizin spor sayfalarını süsler dururdu. Üç büyük kulübün aradığı 10 numaralardandı. 2000'lerin başlarında Liverpool'da oynadı. Sonra ismini duyurduğu takım olan Ajax'a geri döndü. İkinci Hollanda macerasının ardından takip etmedim. Biraz evvel internette dolaşırken rastladım kendisine. İngiltere'ye geri dönmüş. Fulham ile sezon sonuna kadar sözleşme imzalamış. Şuan 37 yaşında olan Jari Litmanen son dönemde ciddi sakatlıklarla uğraşmış. Fizik kondisyon açısından eksikleri olduğu söylenen Fin oyuncu bakalım sezon bitene kadar Fulham'da neler yapacak?
Wednesday, January 30, 2008
Top Yuvarlaktır Kazanan Dört Köşe
Monday, January 28, 2008
BENZEMAz kimse sana!
St. Etienne - Lyon derbileri gerek seyirci atmosferi gerekse de sahadaki futbol heyecanı nedeniyle hep yakından takip etmeye çalıştığım maçlar olmuştur. Bu gece Real Madrid-Villareal maçıyla çakışınca derbi, ağırlık İspanya'da olmak üzere dönüşümlü takip ettim maçları. Ev sahibi St. Etienne tam 14 yıllık özleme neredeyse son veriyordu. Ama olmadı... Maçın 90+1'inci dakikasına 1-0 önde girmelerine rağmen sahalarında Lyon'u yine yenemediler. Karim Benzema'nın son dakikada attığı nefis frikik golüyle karşılaşma 1-1 berabere bitti. Maç bitiminde St. Etienne teknik direktörü Roussey neredeyse ağlayacaktı. Anlaşılan Benzema bu yazın yeni transfer ikonu olacak. Zaten bu sezon için patlama yapması bekleniyordu. O da beklentileri karşılıksız bırakmamış anlaşılan. Buarada , St. Etienne'in golünü de mutlaka izleyin. Lyon kalecisi Coupet'in ortası St. Etienne golcüsü Gomis'in kafası...
Uç Uç Balon
Manchester City, Federasyon Kupası'na 4'üncü turda veda etti. City, deplasmanda Sheffield United'a 2-1 mağlup oldu. Sheffield United'ı 1-0 öne geçiren gol öncesi , ceza sahası içerisinde bulunan balonlardan birine çarpan top savunma oyuncusu Michael Ball'u yanılttı ve seken topu Luton Shelton ağlara gönderdi. Karşılaşma sonrası Manchester City menajeri Sven-Goran Eriksson, balon mevzuyla ilgili maçın hakemi Alan Wiley'e biraz yüklenmiş. Ama "yenilmemizin nedeni bir balondur diyecek kadar aptal değiliz" cümlesiyle de bizim Lucescu'nun kulaklarını çınlatmış. Tabi tüm bu yaşananların ardından sahaya o balonları atan City taraftarları bu gece rahat uyumuş mudur bir de onu düşünmek lazım...
Sunday, January 27, 2008
Sosyal Mesaj
Cuma günü Mısır'ın Sudan'ı 3-0 mağlup ettiği karşılaşmadan bir kare... Mısır'ın ikinci golünü atan Mohamed Abo Treika gol sonrası sevincini yaşarken Gazze'de olup bitenlere dikkat çekmek istemiş.
edit: Maçta bu hareketinden ötürü sarı kart gören Abo Treika ve Mısır milli takımı yetkilileri, bugün de Afrika Futbol Konfedarasyonu tarafından uyarılmış.
edit: Maçta bu hareketinden ötürü sarı kart gören Abo Treika ve Mısır milli takımı yetkilileri, bugün de Afrika Futbol Konfedarasyonu tarafından uyarılmış.
Süper Goller
Marsilya dün akşam sahasında Caen'i 6-1 mağlup etti. Djibril Cisse geçen haftanın ardından bu haftayı da boş geçmedi ve Caen filelerini tam üç kez havalandırdı. Maçın ve muhtemelen haftanın en güzel iki golünü ise Mathieu Valbuena attı. 24 yaşındaki orta saha oyuncusunun gollerini mutlaka izleyin. İşte ilk gol , bu da Valbuena'nın ikinci golü... Bu arada Lens adına Olivier Monterrubio'nun takımına bir puanı getiren frikik golü de gerçekten çok klas. Benim favori 10 numaralarımdan biri olan Brezilyalı Ederson'da, bu kez bir kafa golüyle sahne almış. Fransa ligini sevmeyenlere inat Alé Ligue 1...
Saturday, January 26, 2008
Based On A True Story
İngiltere'de bu haftasonu Federasyon Kupası'nın 4'üncü tur maçları oynanıyor. Adını 5'inci tura yazdıran takımlardan biri de Liverpool oldu. Ancak Liverpool'un 5-2'lik galibiyetle tur atladığı maça damgasını kazanan değil kaybeden vurdu. İngiltere Güney Konferans Ligi takımlarından Havant & Waterlooville F.C. Anfiel Road'da iki kez öne geçmesine rağmen bu üstünlüğünü maçın sonuna kadar koruyamadı ve kaybeden taraf oldu. Ama olsun Anfield'da iki kez öne geçen bir amatör takım... İşte tam da İngilizler'in sevdiği hikayelerden. Esasında bir dönem İngiltere Non-League organizasyonuyla kafayı bozan bendeniz Tifo'nun da kovalıdığı hikayelerden biri bu...
İngiltere'nin bir kasaba takımı olan Havant & Waterlooville F.C. kupada Liverpool ile eşleşince, neredeyse bütün kasaba halkı bu tarihi deplasman maçında tribünde olmak ister. Zaten çoğu da maça gelmiş. İngilizler'in vazgeçilmez geleneklerinden biri olan günün maçına özel atkılar da böylesine maçların olmazsa olmazlarındandır...
Konuk ekibin 5-2 yenilerek kupaya veda etmesine rağmen, yukarıda ki kare Havant & Waterlooville F.C. taraftarları için muhtemelen ömür boyu bir övünç kaynağı olacaktır.
Taraftarlara bu gururu yaşatan futbolcular da maç sonrası 5-2'lik mağlubiyetin! kutlamalarına katılmış. Ne de olsa tribundeki HWFC taraftarı gibi, futbolcular açısından da tarihi bir gündü... İlk resimde futbolcuların açtığı bez pankarttaki mesaj ise bence Liverpool-Havant and Waterlooville F.C. eşleşmesinin kısa bir özeti..
Anfield Road'a gelmişken, hele sahaya çıkıp Liverpool ile oynamışken lisanslı ürün almadan eve dönmek olmaz...
Belli ki adamlar hazırlanıp gelmişler. HWFC'nin ilk golünü atan Richard Pacquette...Tek kelimeyle süper bir pankart... Bir İngiliz klasiği olan pankart üzerinden kendisiyle en güzel dalga geçen takım oskarını Havant and Waterlooville F.C. 'ye veriyorum.İngiliz futbolu böyle bir şey işte.. Bu yüzden bu kadar seviliyor ve seyrediliyor. Ne! Alanyaspor-Fenerbahçe maçı mı? Federasyon kupasında grup sistemi mi? Haftaiçi mesai saatinde kupa maçı mı?...
Friday, January 25, 2008
Halef Mi?
Sezon sonu yeşil sahalara veda edecek olan Paolo Maldini futbol dünyasında ki halefini açıklamış; Sergio Ramos... Maldini, İspanyol oyuncunun yakın zamanda dünyanın en iyi savunma oyuncusu olacağını söylerken, Carlo Ancelotti de adeta pek umursamazcasına Ramos ile ilgilenmediklerini ifade etmiş. Futbol olarak belki beklentileri karşılayabilicek bir transfer olabilir. Ancak hepimizin kafasında oluşan o Maldini portresi, Ramos'a iki beden büyük gelir.
Sunday, January 20, 2008
Geçmişi Hatırlamak
Dedik ya adaptasyon sürecindeyiz... Uzak kaldık pek çok şeyden, ne olup ne bittiğini anlamaya çalışıyorum bu aralar... Dün gece Villareal-Valencia maçını izledim. Valencia'nın sadece ismi kalmış. Rezil bir futbol oynuyorlar. Bu nedenle Villareal maçı kazanmak için çok zorlanmadı. Ancak sahada ki futboldan ziyade bütün maç beni en çok heyecanlandıran an Valencia yedek kulübesinin ekrana yansıyan görüntüsüydü. Teknik direktörlüğe Koeman'ın getirildiğini biliyordum. Fakat yardımcısı olarak Jose Mari Bakero'yu görünce garip oldum. 90'ların başına gittim. Sanırım 6 numaralı formayı giyiyordu. Gol bölgesine toplu ve topsuz müthiş koşuları olan bir orta saha oyuncusuydu. Bir başka önemli özelliği ise Avrupa ve Dünya şampiyonalarına ait çıkartmalarda İspanya formasıyla paketlerden en çok çıkan futbolculardan biriydi... Geçmişi hatırlamak güzel oluyor.
Saturday, January 19, 2008
Adaptasyon!..
Yaklaşık 6 ay sonra evimde geçirdiğim ilk cumartesiydi ve benim açımdan bir hayli ilginç geçti. En son yarı uyuklar vaziyette Samanyolu Haber kanalında Hollanda Ligi'ni yorumlamakla uğraşan iki adamı hatırlıyorum. Excelsior lig sonuncusu mu yoksa 14. sırada mı bir türlü anlaşamadılar. Sanırım zorlu bir adaptasyon süreci beni bekliyor. Keza gitmeden önce sayısı iki üç olan avrupa futbolu temalı bloglar tavan yapmış ve sayıları onlu rakamlarda telaffuz edilir olmuş. Buarada şuan yazarken farkettim; bilgisayarın başına geçip klavyenin tuşlarına basarken fonda TV'den gelen "Forza Ragazzi!"* seslerini özlemişim. Yeniden hoşbulduk...
*Fiorentina - Torino (Kanal24)
Friday, January 18, 2008
Subscribe to:
Posts (Atom)